İşaretler varılacak hedefleri olan içindir.... ayrica Bill James der ki: "Expect problems and eat them for breakfast!" :D

29 Mart 2010

Gam-zedeyim... kelimenin tam anlamiyla..

Klasik cümledir ya bu: Hayat ne karadir ne de ak... bazen gülersin, bazen aglarsin.. gün gelir aglarken güldügün olur.. gülerken de agladigin..

Gri anasini satayim..

Yer, gök, insanlar, binalar... hepsi beton kivaminda. Gülerken agliyor, aglarken gülüyorum.. hem kendi halime, hemde dünyanin haline..

25 Mart 2010

Ben..

$u an denize bakabilmeyi istiyorum... Yalniz.. harbiden yapayalniz.. sadece deniz ve ben..
Bir de raki istiyorum... Mümkünse tabii...

15 Mart 2010

Manasizliklar beni buluyor bazen...

Susarim ben susmasina da.. insanlarin kendimi unuttugum anlarda yüzümde okuduklarina engel olamiyorum.

Kutusunu simski kapatip, üstüne kilitler vurup, beynimin en ücra ve karanliktan daha karanlik kö$elerine sakladiklarim var benim, herkes gibi..

Manasizliklarda kayboluyorum bazen...

12 Mart 2010

"A$k köpekliktir" yazar: Ahmet Ümit

Kütüphaneden bir kac ingilizce kitap aldigimda yanindan geciyordum... Carpiciydi kitap kapaginin üstünde nal gibi "A$k köpekliktir" yazisi. Yazari tanimiyorum. Daha önce hic okumadim duymadim da...
"Hakli" diye dü$ündüm. Icerigine, kimin nesi kimin fesi diye bakmadan aliverdim kitabi öylesine. Bir cümleyle tavladi beni yani :)

Icerigine gelince: Bence teknik olarak bazi hikayeler cok zayif bir $ekilde kagida dökülmü$. Neredeyse her kitap/roman kurgudan ibarettir, ama ya$anmi$lik hissi yaratabiliyor cogu. Malesef bu kisa hikayelerde öyle bir hisse kapilamadim. Müstehcenlikten de ho$lanmadigimdan cok iyi bulmadim kitabi yani. Belki de yazarin hedefledigi bir takim $eyler vardi ama benim beynim algilayamadi, bilmiyorum. Kanimca polisiyeye ya da maceraya daha yatkin bir stili var. Eminim yazarin cok daha iyi kitaplari vardir.

Gelelim fasulyelerin faydalarina... Hepsi az ya da cok iyi güzel ho$´ta en son hikaye (kitap a$k tanimlamalarindan ve o tanimlamalarla ilgili kisa hikayelerden olu$makta) "A$k köpekliktir" hikayesinin icinde gecen basit bir soru ve bir cümle bu sabah bana duvarda asili duran buketleri ve bir defterin arasinda sakladigim kurumu$ gülleri attirabildi bana...

"A$ik olsa gider miydi?"
Bunu bana kimse sormami$ti o zor günlerimde, hatta zoru atlattigim günlerde de.. kimseyle zaten dogru düzgün payla$amami$tim icimdekileri... bölük pörcük anca.

"A$ik olsa birakir gider miydi? Gercekten sevse gidebilir miydi hic? Sen birakamami$tin degil mi? Gidememi$tin...Sen iyiydin..."
Buna benzer bin tane $ey ve o asil soru dolandi durdu beynimde, sabaha kadar... Hakli... a$ik olan gitmez. Ki$iye göre degi$ir belki ama - "O" gitmezdi - biliyorum ve ironiye bak sen hele, aslinda iyi bile bulmadigim bir kitabin sayesinde, anladim ki "A$kin iyilikle ilgisi yoktur".

Ellerim titredi duvardan indirirken, bir torbanin icine "kirilmasinlar diye" itinayla yerle$tirirken, kurumu$ gülleri... bu da ironinin (tövbe) peygamberiydi..
Defterin arasindan ayiklarken "ilk" hediye verilen ve güya alti yil sonra iade etmem gereken kurumu$ gülü, aklimda cümle parcalari alabora oldu. Canlandi gözümün önünde taktim edili$i, cümleler.. sesler..görüntüler, renkler.

"Ben bu kadar kör müydüm?! Bu denli nasil baglanabildim?!"

Allahtan babam kalkmi$ti ve atmasi icin, ba$im öne egik bir $ekilde, rica edebildim. Yüzüne bakamadim. "Atamam" korkusu cikagelmi$ti aniden. "Ne bunlar?" diye sormasi gereken benimle ilgili her$eyi merak eden babam, sormadi hicbir$ey. Sagolsun...

Bo$ duvara bakarken, "mesajlari da sil hadi" diye dü$ündüm..."$imdiden bahar temizligi olsun bari gönlünde, beyninde ve telefon belleginde..."
Dayanamadim ve o kötü günden sonra, neredeyse bir sene gecmesine ragmen, ilk defa mesajlari okudum... bu cok büyük bir hataydi. Okumadan silmeliydim bana göre ölü birinin mesajlarini.
Okudukca her yalanini ve her kelimesini, aptalligim, safligim, enayiligim tokat gibi indi sanki suratima.. Gururum incindi yeniden. Hic ama hic iyi bir fikir degildi okumak..

Hirslandim, sinirlendim satir satir kendime ve hirsimdan, kizginligimdan, asabiyetimden dolayi, bir yil sonra ilk defa agladim. Hatta hüngür, hüngür bir de bu sacma, abes konu yüzünden agladim.

Bu ilk adimi atabildigime bile $a$iyorum aslinda - kendi zayifligimin ve hatalarimin vermi$ oldugu utancla ba$a cikabilmem adina en azindan ilk kücük adimi atmi$im gibi geliyor $u an icin.. Gerisini getirecegim. Kendi karanligimla yüzle$mem lazim biraz daha. Kacarim yok.... Hickimsenin kacari yok...

2 Mart 2010

Shakespeare...

"
Insanlarin cogu kaybetmekten korktugu icin,
Sevmekten korkuyor.

Sevilmekten korkuyor,
Kendisini sevilmeye layik görmedigi icin.

Dü$ünmekten korkuyor,
Sorumluluk getirecegi icin.

Konu$maktan korkuyor,
Ele$tirilmekten korktugu icin.

Duygularini ifade etmekten korkuyor,
Reddedilmekten korktugu icin.

Ya$lanmaktan korkuyor,
Gencliginin kiymetini bilmedigi icin.

Unutulmaktan korkuyor,
Dünyaya iyi bir$ey vermedigi icin.

Ve ölmekten korkuyor,
Aslinda ya$amayi bilmedigi icin."




"
Yagmuru sevdigini söylüyorsun, ama yaginca $emsiyeni aciyorsun.
Güne$i sevdigini söylüyorsun, ama acinca gölgeye kaciyorsun.
Rüzgâri sevdigini söylüyorsun, ama esince pencereni kapatiyorsun.
I$te bundan korkuyorum, cünkü beni de sevdigini söylüyorsun.."


William Shakespeare


28 Şubat 2010

Rüyalar gercek olsa..


Gökten kemik yagabilirdi...


Ya da altin..


Ooooof of...


Londranin yollari cukur cukur...yagmurda pacalariniz islanir..

Cok güzel bir $ehir efenim.. gidip gezmeye deger.. lakin keseniz dolu olsun. Emin olun geri dönü$te bo$ olacak.
Yalniz acayip paranoyak bir yapilari var ingilizlerin.. her yerde kamera.. "Tube" dedikleri, metrolarin icin de dahi gizli kamera ve muhakkak bir sivil polis var. "Yava$ (!)" kullaniyor diye arkada$imizi durdurdular efenim gecenin bir yarisi.

Londra´da araba kullanmak mesele, park yeri bulmak ölüme benziyor. O yüzden cogunluk metroyu tercih ediyor. Cok kolay ve basit bir sistemle i$liyor - gayet hizli ve cok kolay bir $ekilde $ehrin bir ucundan öbür ucuna variyorsunuz. Lakin saat 5 gibi metronun di$inda hareket edemiyorsunuz. Inanin sokaklar tiklim tiki$.. I$ ciki$i saatlerinde insan trafigi müthi$..

Halk cok nazik ve yardimsever gibi geldi bana. Önünüzü uzaktan kestiklerinde dahi özür diliyorlar :) Bu nezaketi hic bir ülkede görmedim.

Onun di$inda, ilk iki gün yagmur cabasiydi ve fakat ama ücüncü gün güne$ ciktiginda $ehrin ve Thames nehrinin güzelligi iyi ki gelmi$im dedirtti :)
En büyük problem "yemek" ti.. bulmasi dert, fiyatlar ucuk. "Özer" restaurant da ak$am yemegimizi yedik. Cok temiz, cok güzel ve cok lezzetli bulduk orasini (ödedigine gani gani degiyor en azindan). Sonra dan ögrendigimize göre cok ta me$hurmu$ :) Londraya gidecek olursaniz muhakkak bir duraginiz da "Özer" olsun (Oxford street de kime sorarsaniz yardimci olacaktir).


Bu kadar reklam yeter :) Gidin kendiniz görün canim..

23 Şubat 2010

Tembellik bikkinlik bitkinlik...

Biktim kendimden... kilimi kipirdatasim, bir $ey yapasim yok..

Uyumak istiyorum.. uyanmasamda olur bir daha.

Kim umursarki, annemden babamdan ba$ka.

Yazasim da yok aslinda.. Hadi bana iyi geceler...

22 Şubat 2010

Bir halleri - halletim! ;)

Alnimda enayi yaziyor ya benim... Salagim ben- nöronlarim cali$miyor ya... "Ade len ordan!!!!! Hadi yavrum hadi... ba$ka kapiya!!!!!!"

Ayni cümleler, vidi vidi bidi bidilar... duygusalliktan kirilmalar... - hep ayni sacmaliklar. Bari hic duymadigim bilmedigim bir $ey söylesin söyleyen Allah a$kina..

Tecrübe bu yüzden güzel... Yemi$ oldugu kaziktir belki ama, lazim olunca kaziklandigina bile sevinebiliyor insan evladi...

"Bir halleri", tabiri caiz ise - def ettim! Ugra$amam bu ya$tan sonra.

Hayat yine güzel cereyan ediyor :) $imdi yine gülmek ve eglenmek zamani :)

Yiiiiiiiiieeeeehhhhhhhaaaaa!!!! :))))))))))))))))))))))))


*Gecmi$imde kalmi$ "O" elemana da buradan te$ekkürlerimi arz ederim ve eklemek isterim ki Allah mutlu mesut bahtiyar eylesin, fakat muhakkak ama muhakkak, bana katmi$ oldugu tecrübe kadar kazik girsin bir tarafina! :D

13 Şubat 2010

Bana bir haller oldu yine..

Kendimi pek iyi hissetmiyorum. Palyaco yutmu$ gibi insanlari esprilere ve kahkahalara boguyor, bende eglenmeye cali$iyorum. I$e yariyordu... Eglenmeme ve aslinda mutlu olmama ragmen, $u son iki günden beri yine bir haller oldu bana.
Duvarda hala asili duran cicekler bana bakiyorlar, ben de onlara bakiyorum $u an. "Atma bizleri" der gibiler sanki. "Gecmi$inde kalmi$ son safliginiz biz" diyorlar konu$madan.

Onore ettiler beni romantik dü$ünceleriyle. Kaderin cilvesi derler ya hani, ben duygusallik ve romantizm gibi olaylari hic ama hic arzulamazken, firsatlar cikti kar$ima..
Anlamiyorum bu düzen nasil i$liyor..

Onore edenlerden biri, "Sen baglanmaktan korkuyorsun" dedi sohbet arasinda.
Benim cevabim, "Hayir ben baglanmaktan korkmuyorum. Ayrilik sonrasi yalnizlik vardir ya hani, i$te ondan korkuyorum. Yoksa baglanmak mesele degil..",oldu.

Bilindik sularda yüzerim ben.. Acik denizler bana göre degil. Ayni hatayi tekrarlayamam. Bünyem kaldirmaz. "Sonunu dü$ünen kahraman olamaz", fakat o kahramanin burnu bir türlü ***´tan da cikmaz. Ben üzerime dü$en pisligi cok ama cok zor temizledim.. Ka$inan varsa buyursun. Bu yollari onlara birakiyorum. Ben koltugum da a$iri rahatim.

*Bugün anildin yine, isimsiz kahraman.

1 Şubat 2010

Sabahlar uzak, bu internet tuzak bana..

kac zaman gecti sabrim yok yarinlara :P

yok yok icimdeki kiroyu salmayacagim birilerinin üstüne.. korkmayin :)






















anlamadigim nedenlerden dolayi, saat gibi i$leyen, ve beni sabahin daha karga $eyini yememi$ vaktinde (5 ila 6 arasi) uyandirmak ile mükellef olan, uyku ritmim/ düzenim bozulmu$tur....

Bir aydir güle oynaya bari$tigim "uyku" denilen zat, ne yaptim da tekrardan bana küstü bilmem... kalbini kazanmam lazim diye dü$ünüyorum... pek nazli bir $ahsiyet kendisi.. buradan ona ilan-i a$k etmek istiyorum..


Sevgili UYKU,

biliyorum seni cok ihmal ettigim son 2 senenin acisini cikartmak istiyorsun benden..Benden fellek fellek kacarak bir yere varamazsin ama... beni tanirsin az bucuk, bunu bilmen lazim.
Heleki $imdi seninle bol bol zaman gecirebilecekken bunu yapman beni kahrediyor.. Bizim icin cali$tim 2 senedir ben...ve bizim icin ihmal ettim seni onca zaman. Bugünler icin.. $imdi tam feraha ermi$ken, beni terk etmen oldu mu ya?! Ayip degil mi?! Gel vaz gec inadindan, geri dön bana..

Seni tüm kalbiyle geri isteyen ve seven,


Aquila

10 Ocak 2010

Pratik bilgiler...

Efenim bütün gece uyumayip sabahladiktan sonra karar verdim, sevgili okuyucularima (yani bana) faideli (kelimeye dikkatinizi cekerim) olmak istedim. Hatta daha bebe olmama ragmen, annemden ya da babamdan gördügüm ve oradan buradan kaptigim, i$e yaradigini bildigim bir kac pratik bilgi burdadir efenim... Alin hayrini görün :)

AYRICA BUNU CIDDEN YAPTIGIMA INANAMIYORUM :)

Mutfak icin:

1. Kekinizin kabarmasini istiyorsaniz:
Muhakkak kabartma tozunu unla iyice kari$tirip, ondan sonra harciniza ilave etmelisiniz.
Ayrica firin kapisini kek soguyana kadar acmamalisiniz.

2. Kestane Kebabinin kabuklarini iki hamleyle soymak istiyorsaniz:
Bicakla cizik attiginiz kestaneleri bir müddet soguk ve tuzlu suda bekletin, kestaneleri cikartip ocaga ya da firina atin ve pi$irin.

3. Yemek pi$irirken domates ya da domatesli herhangi bir ürün kullaniyorsaniz:
Muhakkak bir cay ka$igi kadar ya da bir küp $eker ekleyin. Domates pi$tiginde biraz ek$imsi bir tad olu$turur, ve $eker bunu giderir.

4. Pilav daha lezzetli olsun istiyorsaniz:
Suyu ekledikten sonra bir iki damla limon suyu ve biraz $eker kari$tirin.

5. Dolma daha lezzetli olsun istiyorsaniz:
Biberlerinizin icini tuzla ovun ve öyle doldurun.

6. Nar´i en kolay ayiklamanin yolu:
Üst ve alt kismi kestikten sonra kesiklerde görünen damarlara göre bicakla cizik atin ve nari parcalayin. Parcaladiginiz nar kesiklerini kabuklari yukari bakacak $ekilde avucunuza alin ve bir ka$ikla kabuga vurun.

Güzellik icin:

1. Elleriniz cok kurumu$ hatta teniniz catlami$sa:
Gece yatmadan önce herhangi bir yagli kremle ellerinizi bol hatta cok bol bir $ekilde kremleyin ve kullanmadiginiz eski eldivenlerinizi ellerinize gecirin. Aynisini ayaklariniz icin de uygulayabilirsiniz... hepimizin bir cift eski corabi var degil mi?

2. Saclariniz elektriklendiyse:
Sac kurutma makinasini bir iki dakika saciniza tutun.

3. Dudaklariniz kuruluktan soyuluyorsa ya da cildiniz kuruysa:
Dudaklariniza gün icinde bir kac kez bal sürün. Cildiniz icinse biraz limonsuyu ile bali kari$tirip yüzünüze sürün ve kuruduktan sonra yikayin.

4. Saclariniza iyilik etmek istiyorsaniz:
Iki ayda bir, bir $i$e bebek $ampuani alip o bitinceye dek sadece onunla yikayin.
Normal $ampuanlarin cogunda silikon ve ba$ka katki maddeleri vardir. Bebek $ampuanlarinda katki maddesi yoktur, ve arada sirada saclariniza "nefes" aldirir.
Ayrica yeti$kinler icin bütün $ampuanlar hemen hemen aynidir - saclariniz ölüdür - vitaminli bal özlü $ampuandi, yok fistik yaglisiydi.. falan filan i$lemez saciniza. Hepsi fasa fiso! Bilmiyorsaniz $imdi ögrendiniz.

5. Daha beyaz di$ler icin:
Haftada iki kez (!) karbonati/ kabartma tozunu bir bardak suyla kari$tirip di$lerinize gargara yapin. Ya da direkt yapabiliyorsaniz karbonatla fircalayin (Iyyyy). (Di$ sagliniz icin bu i$lemi a$iriya kacirmamanizi tavsiye ederim).


Sizin önerileriniz varsa buyrun, lütfen bildirin :) "Yok, sen sacmaliyorsun" diyorsaniz da bildirin :)

6 Ocak 2010

Amor fati (Kaderini sev)

Deniz kıyısında bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır. Güneş onu yakıp kavurur. O da Tanrıya yakarır keşke güneş olsaydım diye. "Ol" der Tanrı. Güneş oluverir. Fakat bulutlar gelir örter güneşi, hükmü kalmaz. Bulut olmak ister. "Ol" der Tanrı. Bulut olur. Rüzgar alır götürür bulutu, rüzgarın oyuncağı olur. Rüzgar olmak ister bu kez. Ona da "Ol" der Tanrı. Rüzgar her yere egemen olur, fırtına olur, kasırga olur. Her şey karşısında eğilir. Tam keyfi yerindeyken koca bir kayaya rastlar. Ordan eser burdan eser, kaya banamısın demez! Bildiniz, Tanrı kaya olmasına da izin verir. Dimdik ve güçlü durmaktadır artık dünyaya karşı. Sırtında bir acı ile uyanır. Bir ihtiyar taşçı kayayı yontmaktadır...

Nietzsche

3 Ocak 2010

Ba$larim $arap canaginiza!

Sinirlerim iyice gerildi! Sacma sapan iki üc laf ve insanin sözleriyle dolduru$a gelip biz cerkeslere "PKK" liymi$iz gibi muamele yapmayin Allaha$kina! Bunca yildir böyle bir$ey yoktu da $imdi mi "öcü" olduk?! 
Kurtarmaya yardim ettigimiz ülkeyi biz niye, neden parcalamaya cali$alim?! A$iri nasyonalist zihniyetten biraz uzakla$in artik! SACMALAMAYI KESIN! 

Benim anneannemin babasi 25 sene bu ülkenin iyiligi ve rahatligi icin sava$ti! Babamin büyükbabasi süvarilik yapti o cok kollayipta sevdiginiz "ülkeniz" icin! 

Madem o kadar kötüydük - ATATÜRK NEDEN KALPAK TAKTI?!

2 Ocak 2010

Yalanim varsa ne olayim.. ?

Uzun süredir hic yazi yazasim yoktu.. $u anda bile icimden gelmiyor aslinda.
Birde $unu dü$ündüm; acaba arkada$im beni harcar mi "sacma" bir fikir ugruna?
Saglam sabit bir $ey, genelde bozulan, dökülen ve sonunda muhakkak biten bir $eye kar$ilik degi$ilir mi acaba?


Yalansiz riyasiz yaziyorum buraya.
Özledigim sadece bir Allahin kulu vardi, o da gitti ya...Bu alanda iflah olmam artik asla.

Japon yapi$tiricilari i$e yaradi yaramasina da.. kirilan vazonun izleri gibi kaldi yüzümde hatlar.. gözlerim artik daha kara.. alnimda bir tecrübe cizgisi daha.. Arttikca artiyor beni cirkinle$tirmeye el vermi$, yüzümde $ekillenmi$ hüzünler.

Kim ne derse desin ya... Hic ama hic niyetim yok 25 imde 90´lik nene olmaya.

:)

1 Ocak 2010

Herkesin....


yeni yili kutlu mutlu olsun :) Saglik ve esenlikler...

10 Aralık 2009

5. boyuta gecmek üzereyim... Allah kurtarsin beni de cümlemizi de...


*Kediye bak beee...Ruh halimi yüzünde yansitiyor :))
Efenim hepimiz bazen "kedi gibi" olsak da, dört ayakli degiliz... 9 canli oldugumuz söylenemez...

Bir tanecik canimiz var, onu da idareli kullanalim...

Ben bendeki stoku tükettim sayilir dokuz canimdan dördü kaldi galiba. O da yanli$ saymadiysam... (Doktora da gitmedim duyula biline... inatci keciligimi birakamadim i$te)
Iyile$tim sayilir...

Hadi bakalim.... Dikkatli olun ki imam cok ta erkenden gelmesin... ;)

7 Aralık 2009

Efendim... ben annemle babami özledim hulennn... !!!

Ya ben hasta oldum :( nezleyim.. nefes alamiyorum.. Eger saglam ciger dokularim vardi ise, öksürmekten artik onlar da dökülmü$tür... aramakta elbet bana dü$er..

Vallahi bir haftadir miy miy bir $ekilde cekiyorum...ha gecer, ha gecer deyip sallayan tiplerdenim.. doktora da gitmeyen inatci kecilerdenim... ilac ta almam mümkün oldugu kadar.. Beden kendi halletsin.. "beni öldürmeyen güclü yapar hehey!" edasiyla.. öööylece dolanip durdum.
Fakat geceleri aziyor bu meret.. uyutmuyor yahu insani..evvelki gece neredeyse hastahaneye gidecektim sabahin ücünde... bogulacagim diye gercekten korktum. Annemler de yok.. geberip gitsem kimse de arayip sormaz, arasalar ula$amasalar bile kimse bir gelip bakayim da demez.. annemler naa$imla kar$ila$irlar falan... mazallah..... (iyice senaryo yazdim iki saniye de beh.. )

Neyse efenim, o geceden beri $u nefes alamama olayi beni iyice korkuttu yalan yok. Ilk defa nezle olmadim tabiiki..Gripte olmu$tum yillardir bol bol, cok agir nezlede olmu$tum her sene kurulmu$ saat gibi...fakat tenefüs etmekte hic böyle bu $iddette ve oranda zorluk cekmemi$tim...Ilk defa gercekten sagligim icin endi$eleniyorum..

Sanirim cigerlerim artik gercekten "bak kiyametimiz yakla$iyor bir$eyler yap" diyorlar.. yoksa ba$ka türlü kendime aciklayamiyorum bedenimdeki bu denli degi$ikligi..

O yüzden yarinki günü, yani artik bugün oldu... tarihe gececek bir gün ilan ediyorum! :)))))

"Ben doktora gidecegim! Hemde kendi arzu ve istegimle!" Benim cevremde ya$ayanlar bir ya$ina daha girecek sayemde :)
Size artik umutsuz bir vaka olup olmadigimi, yoksa hepsini yüksek ate$ten dolayi mi sacmaladigimi yarindan sonra aciklayacagim... umarim cokta genc ya$ta geberip gitmem... daha sevap haneme artilar lazim :))))

4 Aralık 2009

Yalnizlik derken..

Efenim, ebeveynlerim bir kac gün önce, türlü i$ler nedeniyle, Türkiye ye te$rif etmi$lerdir.. Bundan dolayi onlar gelene dek, 3 odali evimiz ve televizyonumuz yalnizca bana aittir..

Fark ettim ki, odam ve banyo di$inda, diger odalara cok ama pek cok yabanci kalmi$im... "Ulan insan kendi evinde yabancilik ceker mi?!" diye kendi kendime söylendigim olmu$tur $u bir kac gündür..
Gecmi$teki "hizli" ya$antim sonucu kendi evimi unutmu$um.. I$in ilginc tarafi, bayramla$maya gittigim ex-i$yerimi hala avucumun ici gibi bilmemdi.. Bu da "YUH!" dedirtiyor insana...

Ayrica bugün can SIKINTISIndan dolayi, yillardan beri ilk defa televizyonu ke$fettim... Hakikaten, hatirlayamadigim nedenlerden dolayi, bundan en az 6 yil önce -$aka degil!- televizyon izlemekten vaz gecmi$tim.. bugünkü izledigim bir kac türk programlari kar$isinda ne kadar dogru bir karar vermi$ oldugumu anlayarak, hemen bir kac iyi dvd filmleri izlemeye koyuldum.. Kurtulu$um oldular..

Okunmayacagini bile bile buradan o sacma programlari, dizileri vs.. hazirlayan ve izleyicilere sunanlara sesleniyorum: "Allahiniz, dininiz, imaniniz varsa, ya da herhangi bir $eye deger veriyorsaniz, onun a$kina $u milleti oldugundan daha fazla aptalla$tirmayin!"

Bu nâramdan sonra rahat bir uyku cekebilirim artik :)
Hadi bana eyvallah..

2 Aralık 2009

Yalnizlari oynuyorum...

ba$ka oyuncular var mi? ups.. izleyici kalmayacak desene.. :)