İşaretler varılacak hedefleri olan içindir.... ayrica Bill James der ki: "Expect problems and eat them for breakfast!" :D

31 Temmuz 2009

Türkiyeden merhabalar ...

Koşturmaca geçiyor günler... sıcak...olaylı...

Tam Türkiye işte. Dinlenme duraklama yok... Yarından sonra deniz kenarında olacağım için az çok seviniyorum. Herşeyden ve herkesten uzak.. Sanırım çok iyi gelecek....

İyi eğlenmeniz dileğiyle....

24 Temmuz 2009

Ilk denemem... hepsi hikaye :)

(Efendim yarin sabah Tatile cikiyorum :)
Türkiyeye ayak basacagim icin sevincli ve mutluyum. Bu arada ilk defa bir hikaye yazmaya cali$tim. Uzun soluklu oldu gibi geldi bana ama yinede cöpe atmaya kiyamadim. Iyi olsun, kötü olsun, burada bir yerlerde ibret olsun diye kalmasini istedim. Cünkü gerceklik payi büyük. Beni taniyanlar bilirler :)
Onun di$indaaaa.... bir kac saat sonra ucaga binecegim beeeeeeeeeen :) acayip sevincliyim!!! :))))) heheeee!! Herkese iyi tatiller dilerim!)


Agliyordu sessizce. Patlamak üzere olan bir volkan gibi geliyordu duygulari dalga dalga bogazina kadar. Dügümlenip kitleniyordu oracikta ve sonunda patliyordu gözlerinde. Bastirmaya cali$tikca, daha bir yüzeye cikiyordu duygulari sanki onunla inatla$ircasina. Otokontrolünü kaybetmi$ gibiydi. Hayal kirikligi, yas, kin, nefret, özlem, sevgi... Bütün bunlar birbirine kari$mi$ti sanki. Ayni anda hepsini birbirinden güclü hissediyor, hicbirini birbirinden ayirt edemiyordu. Odaklanmaya cali$tikca dagiliyor, dagildikca kayboluyor ve agliyordu.


En cokta kendine kiziyor ve aciyor gibiydi. Yine her$ey berbat olmu$tu. Yine asabiyetine yenik dü$mü$tü. Yine her$ey onun sucuydu. Secimler, tercihler, hatalar ve bunlarin sonuclari... Kendinden o sorumluydu. Kaderinden o sorumluydu. Her$eyden o sorumluydu. Yanli$ secimler yapmi$ti. Kimseye güvenmedigini ve olabilecek her$eye kar$i hazirlikli oldugunu sanmi$ti halbuki. Aldanmi$ olduguna, kendini aldatmi$ olduguna kiziyordu. $imdi ise sonuclarina katlanacak gücü bulamiyordu kendi icinde. Galiba en cok da buna kiziyordu.

Dayanamiyordu. Bu kadar haksizliga dayanamiyordu artik. O kimseye bir$ey yapmami$, bilincli bir $ekilde zarar vermek istememi$ti hicbir zaman icin. Olanlar, ya$adiklari aklina geldikce delirecek gibi oluyor, asabiyetini kontrol edebilmek adina cok caba sarf ediyordu. Zira edemediginde kendini dövmege yelteniyordu, ya da etrafinda ne varsa aci hissetmeden rastgele yumrukluyordu.

Ne yaptigindan, ne de dü$ündügünden haberdar degildi birdenbire. Asabiyetinin, pi$manliginin, hayal kirikliginin icinde bogulmu$tu sanki. Agladikca yok oluyordu benligi. Yok olmak icin agliyordu belkide farkinda olmadan. SIktigi di$lerinin arasindan "Allah" kelimesi cikiyordu sadece.

Belirleyemedigi bir süre sonra asabiyeti dinmi$ti. Saatlerce, öylece yattigi yerde, oda da gezinen ruhlara fisildiyordu.
Icinden döküldükce hisleri, dü$ünebilme yetisini kazaniyordu tekrardan..
Icinden dua etmeye ba$ladi "Sen verdin Rabbim, sen aldin...En dogrusunu elbet sen bilirsin. Sana $ükürler olsun.. Hamd olsun.. Katlanacak, dayanacak kudret ver bana Yarab..Tek istedigim bu."
Aglamadigini saniyordu, fakat göz ya$lari süzülüyordu göz kenarlarindan. Maskele$mi$ti yüzü sanki. Hareket edecek gücü bulamiyordu kendinde. Öylece yatiyordu. Donuk baki$larini bir perdeye, bir koltuga dikiyor uzun süre ayirmiyordu. Icten ice bu halinden korkuyordu. Delirdiginden ku$kulaniyordu. Delirmek istemiyordu. "Delirmi$ olsam bunlari dü$ünemezdim" diye kendini rahatlatmak icin cabaliyordu.
Yataktan kalkmak ne kadar zor olabilirdi ki? Cok zordu. A$iri zordu. Ilk denemede pes etti ve hafif acik olan camdan esen rüzgari seyretti perdesinin kivrimlarinda uzun süre. Ta ki derin ve deliksiz bir uykuya dü$ene dek.

Uyandiginda her$ey eskisi gibiydi. Normal bir gün gibi. Diger normal günlerden tek farki kendini agir yarali hissetmesiydi. Ic organlari parcalanmi$ti. Uzuvlarini kaybetmi$ti. Kalbini de bir yokladi. Can ceki$iyordu o da. O kadar yaraya, bereye ve hala cektigi aciya katlanamayacagindan korktu bir an icin. Sonra vaz gecti bu korkusundan. Yersizdi artik. Katlansa da, katlanmasa da durum degi$meyecekti. Degi$tirmeyecekti. Secim böyleydi. Böyle kalmasi gerekiyordu. Olanla ölüme cagre yok derler ya, o hesapti onunki. Evdeki hesabi car$iya uyduramami$ti madem. Hic hesap yapmayacakti artik.

Kalkabiliyordu nihayet. Yürüyebiliyordu. Aynanin yanindan gecerken $ok gecirdi bir an icin. Bu kendisi olamazdi. Bu ya$lanmi$, yipranmi$, morarmi$, cökmü$, cirkin yüz onun olamazdi. Gözleri ne hale gelmi$ti. Ne yapmi$ti kendisine böyle? Aynadaki yüze inanamiyordu. Bir kac tel saci bile beyazlami$ti. Bir gece de saclari beyazlayan insanlar vardi ailesinde. Demekki genetik bir olaydi aci cekmek onlar icin. Elini yüzünü yikayinca gecer saniyordu icindeki ve yüzündeki cirkinlik. Akan suya kari$ir ve kurtulur saniyordu. Yikadikca yikiyordu, ama düzelmiyordu hicbir$ey. En sonunda pes edip yataga uzanmi$ti yine. Saatinin takvimine bakmi$ti. Demek tam iki gün gecmi$ti ilk gözü ya$i süzüldügünden beri ve yine uykunun hafifligine dalmak icin, unutmak icin gözlerini kapatmi$ti, derin bir ic cekerek..

Uyandiginda her$ey eskisi gibiydi. Normal bir gün gibi. Yastigi sirilsiklam olmu$tu. Uykusunda aglami$ti besbelli. Telefonunun titre$iminden uyanmi$ti ve $imdi onu yataginin icinde arayip duruyordu. Sevgilisi ariyordu: "Günaydin uykucu. Hala kalkmadin mi sen?" ,
"Cok acayip bir rüya gördüm birtanem...dur bir dinle.. Cok kötüydü. Inanilmazdi......."

Ne Kabustu ama. Inanilir gibi degildi. O kabusu gercekten ya$adigini zannetmi$ti bir an icin ve cok korkmu$tu. Rüyalarda böyle aci cekilebilecegini hic tahmin etmemi$ti. En deger verdigi varlik ellerinden yitip gitti diye aklini oynatmi$ti neredeyse. O kadar gercekciydi ki....Neyseki bu sadece bir rüyaydi ve o cok ama cok mutluydu.

Kader...














Bir kereligine beni $a$irt olmaz mi?
Bir kereligine, sonradan zor bela toplayip yapi$tirmam icin, parcaciklarima ayirma.
Bir kereligine gögüs kafesim hazana dönü$mesin.

Bir kereligine ve son kez...

23 Temmuz 2009

8219 ´dan istifa ediyorum lan!

TDK ´dan tescilli yazarlar araniyor. Cünkü ben istifa ediyorum.

Son yazimdan sonra, egom yikildi ve kitlendim. Artik yazamiyorum! (En azindan orada yazasim gelmiyor)

Bana ne kastiniz vardi? Yazik degil mi bana? Günah degil mi bana? Iki paralik bir istifra edebilme zevkim vardi.. onu da acimasiz ele$tirmenler aldi.
($arki sözü bile yazabilme kabiliyeti sezdim kendimde... manasiz ya da anlamsiz olmasi önemli degil, kafiyeli olmasi yeterliymi$.. vay beee!)

Ayrica kafamda bir soru dolanmaya ba$ladi...

" De, da " eklerinin ayri yazildigini bilmek tabii belirli bir kültür seviyesinin göstergesidir. En azindan belirli bir egitim seviyesi gerektirir.

Ama bir insanin hatasini ulu orta yüzüne vurmak nasil bir terbiyesizliktir?

22 Temmuz 2009

Ali$mi$ kudurmu$tan beter imi$..

Kalan son 3 gün... Dünden itibaren yine biraz moral bozuklugu sardi beni. Halbuki gayet iyi gidiyordu her$ey bana göre. Kendimce egleniyor, gülmeye yer ariyor, kendimce mutluluk yaratiyordum. Ne olursa olsun sinirlenmiyordum ve gayet sakindim...
Ta ki patronumun kizi gelesiye kadar.. Her dinsizin hakkindan bir imansiz gelirmi$ ya, i$te o da benim hakkimdan geliyor... Tescilli deliyi (harbiden $irkette benimle ugra$mayi kendine görev edinmi$ ve bana kesinlikle takmi$ olan raporlu biri cali$makta! Abartmiyorum!!) bile sallamazken, yaptiklarina dediklerine gülerken ben, bu kiza katlanamiyorum.

Bir insan bir ucu$u iki günde 5 kez degi$tirir mi ya? Otelleri de unutmamam gerek tabii... Bir de olur olmaz $ey icin bana telefonda firca atiyor manyak.

Saat 16:20

Manyak kiz ($ehir isimleri di$inda harbiden söyledikleri $eyler):
- Önce ilk ayarladigin dönü$ biletini degi$tir, dönü$ü falanca yere istiyorum artik. Falanca otelde bugünden itibaren per$embeye kadar yer ayirttir. Floridadan Chicagoya ucus bak, cuma sabahi olsun ama! Daha gec olmasin! Sonra bir otel bak Chicago da, bilmem ne semtinde olsun! Hee bana mesaj olarak at bilgileri (tabii benim telefon bele$e cali$iyor!) Bilmem ne airlines´dan bak en iyisi dönü$ biletini de, hatta 3 gün daha ilerisine bak fiyati degi$iyor mu. Sor bakayim ilk ayarladigin dönü$ biletini iptal edebiliyormusun sonra beni ara bana haber ver ama..Önceden bir ara$tir bunlari bakalim.. vs...vs... (Tabii benim hic i$im yok ya koca $irkette..)


Saat 16:48
Ben ayarlanacaklari ayarlarim, diger her halti ara$tirir onu ararim, bilgileri veririm. Ne? Nereye? Saat kacta? Kac paraya?

manyak kiz:
- Falanca filancayi rezervasyon yaptir. Ama $unu bunu bilmem neyi de ara$tir..bak bakalim $unun $u hali bu hali var mi.. vs..

Ben:
- XX hanim ben birazdan cikacagim, yarin sabah yapsam olur mu?

Manyak kiz:
- Aquila bir 15 dakka ya! Hem sen niye erken cikiyorsun?!

Ben:
- Aslinda 16:30´da mesaim bitiyor. Ben hep 16:45´den sonra cikiyorum :) Genelde 17:00 ye dogru..

Manyak kiz:
- Hoffff! Tamam yarin yap. Yok sizin orda sabahken burada gece oluyorda.. bidi bidi vidi vidi.. (gece uykusu bozulmasin diye bana ödemedikleri fazladan mesai yaptirmaya kalkiyor $imarik zengin zübbesi!)

Banane?! Fazladan kaldigimi, azarla ödüyorsun sen... Bir daha kalmam azari bari hak etmi$ olurum :)))))

Hele bir cuma olsun..... 23 gün RAHAT ve HUZURLU olacagim!

9 Temmuz 2009

Acimasiz olmak vol. 2

$u beni cevreleyen bütün telefonlarin hepsini klozete atasim var... zir zir zirrrrr....Illallah!!!! Biktim yahu... Son iki hafta da o kadar sakinle$mi$ken, yine tepem atmaya ba$ladi.
Iki dakika bir $eye odaklanmak mümkün olmuyor... Telefon susmak bilmiyor yarabbi!!! Inanilmaz sacma sapan $eyler icin arayan insanlar var... Bir kac örnek vermek gerekirse: (süt ve et mamülleri pazarlayan ve dagitan bir gida $irketinde cali$iyorum)
  • Inekler helal mi sagiliyor?!!!!!

  • Yogurdun mayasi nebati mi (dolayisiyla yogurt helal mi?!)

  • Size göre "helal" in aciklamasi ne?! Helal sertifikaniz var, ama "helal" kelimesi sizin algiliyi$iniza göre nedir?!

  • Helal sertifikanizi bana pdf- dosyasi olarak yollar misiniz?! (günde 30.000 ki$i istese bunu??!!!...haydaaaa....)

  • E - bilmem ne numarasini kullaniyorsunuz. O hayvansal mi?! Hayvansalsa hangi hayvandan?! "helal" kesimlisinden degil mi?!

Adam: Paketin üzerinde "saf nebati yag" yaziyor: hayvsansal katki maddesi var mi? Ben: Hayir yok.. pakette de sizin de dediginiz gibi "saf nebati yag" yaziyor bey efendi. Adam: yaginiz yani helal dimi?! Ben (di$lerimi SIKMI$ bir vaziyette): EVET!!!!!!!

Bunlarin di$inda ula$ilmazi oynayan "kendini bir halt zanneden" statüleri yüksek ya da orta derecede olan elemanlarimiz var...

Bir türlü geri aramazlar, ya da telefonlari hep me$guldedir, ya da odalarinda degillerdir... Millet tabiiki arar durur ve arar ve arar ve arar.... o telefonum hic susmaz!!!! Isyan edenler, $ikayet edenler, bagiranlar... hepsi bende toplaniyor. E buna can dayanmaz ya...

Patronumuzun kizi mübalasiz yaziyorum 1 haftayi a$kin pe$inden arami$tir bir elemanimizi. Eleman ki$isi hep "onu birazdan ariycam, ona ciktigimi birazdan ariycami söyle" diye geci$tirmi$tir. Patron-kizi bana patlayinca almi$im elime yapi$kan not kagitlarini....koyulmu$um i$e :) Hepsinin üstüne "Patronun kizini ara!!!!!" diye yazmi$im büyük Harflerle ve kocaman!... Odasini neredeyse ba$tan sona donatmi$im, ne kapi kalmi$, ne masa ne de bilgisayar :)))))))) Toplamak ne kadar zamanini aldi bilmiyorum ama sanirim en az 3 gün suratima bakmami$ti :)))

Yeap... insanlarla ugra$mak zor... Acaba daha sakin bir bran$a mi yönelsem. Var mi $öyle insanlarla alakadar olmak zorunda olunulmadigi rahat bir meslek? Varsa lütfen yüzü suyu hörmetine biri bana bir öneride bulunsun :)

7 Temmuz 2009

Fazla acimasiz olmak vol.1

Biz 3 salak$ör bir araya geldigimizde, muhakkak sohbete egitim hayatimizin gidi$atiyla ba$lariz. Biri üniversiteyi 22 ya$inda bitirmi$, digerinin bitirmesine de bir sene kalmi$tir.
Ben de bilindigi üzere ikinci meslek edinme $ap$alligim yüzünden seneye üniversiteye in$allah ba$layacagimdir. Öneriler, teoriler, imkanlar, zorluklar, kolayliklar... Konu uzar ve uzar gider.

Ister istemez cevremizdeki arkada$larimizin da egitim hayatlari ve durumlari irdelenir. Misal Türkiyeden okumak icin gelen bir cok kadim arkada$larimiz vardir. Cali$ip okumaya cali$irlar yapayalniz bir $ekilde. Kendilerine artik yabanci gelmeyen bir memlekette ya kalmak icin caba sarf ederler, ya da bitirmek ve en kisa zamanda memlekete geri dönmek icin insan üstü ugra$ verirler.
Ayrica Türkiye de bulunan arkada$, e$ dost akrabalardan gördüklerimiz, duyduklarimiz da masaya yatirilir.

Sonuc olarak $öyle bir görüntü ortaya cikmaktadir di$aridan dürbünle bakanlar icin;
"Türkiye deki üniversiteler cok zor" oldugundan "baba parasiyla" yan gelip yatarak okuyanlar deryasidir üniversiteler. Tatiller de staj yapmak, ya da i$ deneyimi edinmek yerine, dinlenilmesi lazimdir, zira cok yorulunmu$tur.

Ben henüz üniversiteli degilim, o yüzden kat-i bir yorum yapamiyorum.

Ama yine de bir yandan arkda$larimin cali$arak, kisitli ve yetersiz burs alarak, ayri ev gecindirerek, cok zor bölümleri ve üniversiteleri bitirdiklerini, ya da neredeyse bitirdiklerini görünce gögsüm kabarmiyor degil. Staj yapmak icin kazancindan biriktirdiklerinle 2 Ülke degi$tiren 22´lik salak$örümü görünce ayri bir gurur duyuyorum.

Türkiye ve/ veya ba$ka ülke diye ayirt etmemek lazim tabiiki. Ora da olan bura da yok mu?! Ya da bura da olan ora da?! Vardir elbet. Sürüyle...
Yalniz deneyimlerimize, duyumlarimiza ve gözlemledigimize bakarsak geneldeki görüntü bundan ötürü.
Tabii cokta acimasiz olmamak lazim. Dü$ünüyorum da... Gercekten zengin ya da gamsiz olsam ben takar miyim? Ailemin imkani olsa, kullanirmiydim cidden sonuna kadar pervasizca? Seneye görecegiz :) Durumlar farklila$acak. Yaparsam öyle bir$ey yazacagim, söz!

Tabii ailenin finansmaninin ne durumda oldugunu bilmek gerek....Beni zamaninda özel okula yollayabilmek icin bana dil döken aileme cok te$ekkür ederim... olmayani yaratmak istedikleri icin... :) Zira $imdi 16 saatlik bir güne sahip, cali$arak ailesine destek olmaya cali$an ve pekala da okuyan biri olup cikiverdim.... Fedakarlik, fedakarligi doguruyor sanki... Tabiiki hak edene ve anlayana...

4 Temmuz 2009

Hayat mütevazi, hayat güzel..

Insanin kendini iyi hissetmesine $a$irmasi kadar acinasi bir durum daha olamaz herhalde? Yani demekki sürekli melankolik takiliyor oldugunuzun farkina variyorsunuz.

Hava cok güzel bati cephesinde. Termometreler ortalama 25° yi gösteriyor. "Güne$i gördüm" modu kaplami$ etrafi.

Almanlar her zamanki gibi neredeyse ciril ciplak gezinmekte. Helgalari gören göcmen türkler ayri bir espri kaynagi.. Hallerini yazmama gerek var mi bilmem? Yazayim gitsin;

Kendi cöplügünden burunlarini di$ari cikarmayan, anneleri köyden geldikleri gibi ba$ örtülüyken, civ civ sarisi "mec" atilmi$, boyanmi$ saclarla, kadin ticareti yapan insanlarin kiyafetleriyle ve kara tenleriyle, sunulan egitimi göz ardi etmeye pek meyilli ve egitim imkanlarini gercekten kullanmaya isteksiz, gözlerini patlatmi$ Helgalari dikizleyen yeni bir irk geli$ti sanki.

I$in ilginc tarafi, bu solaryum gencligiyle sohbet ettiginizde (almancalari türkceleri kadar berbat oluyor genelde) size evlenecegi müslüman kadinin "temiz ve el degmemi$" olmasi gerektigini anlatirlarken, ayni $ahislar disko da tani$tiklari, bir "Helgaya" veya bir "Olgaya" a$ik olabiliyor, hatta "el degmi$te" olsa "a$ik oldum, seviyorum ne yapayim" diyerek kiyamette kopsa evlenebiliyorlar.. :)

Bayanlar da ayni modda. Di$ari ciktiginizda hangi bayanin "göcmen türk" oldugunu aninda anliyorsunuz. Kilik kiyafet, makyaj, varsa $ayet- ki genelde yok- diksiyon belli ettiriyor zaten.

Herkes böyle degil tabiiki. Gayet düzgün Istanbul bey efendisi, hanim efendisi edalarinda dola$an, kilik kiyafetinde ve dü$üncelerinde tezzatlik bulamayacaginiz son derece zeki göcmenler de mevcut. Istisnalar belli oldugu üzere mevcuttur ve fakat ama kaideyi bozmaz degil mi?

Neyse, konuyu dagittim biraz. Bir bistro-kafe de di$arida beton manzarasiyla yemek yeme sonra da üzerine afiyetle sütlü kahve icebilme lüksüne sahibiz artik, bu güzel havanin sayesinde. Yaninizdaki $ahista kafadarsa, betonlar birden bire derya deniz de olabiliyor elbet. Güzel bir sohbet nelere kadir yarabbi..